06.02.2024
Samsun’da 06.02.2024 tarihinde bir kadın daha öldürüldü!
Muradiye Terzi, 30 yaşında bir cinayete kurban gitti.
Ama ölmesi yetmedi bazılarına!
“Gönül ilişkisi yaşadığı kadını öldürdü” diye geçti haberi Samsun Demirören Haber Ajansı.
Bir kadın cinayeti hangi belge, bilgi, delile dayanarak bu içerikle, bu detayla servis edilebilir diye çok düşündüm, çok üzüldüm günlerce.
Ve bekledim!
Samsun’da kadın haklarını korumak, kadın cinayetlerine dur demek için kurulan STK’lardan, insanlardan bir ses çıkacak mı diye. ÇIKMADI!
Daha cinayet yeniyken, katil bile yakalanmamışken, polisin ve savcının daha olay incelemesi yapmadığı, ifade almadığı bir cinayetin içeriğinde “Gönül ilişkisi yaşadığı kadını öldürdü” detayı ne amaçla ve hangi hukuka dayanarak verildi?
Yani bir kadının öldürülmesi değil de neden öldürüldüğü üzerinde yoğunlaşılıp ‘doğruluğu asla ispatlanamayacak’ bir detay üzerinden servis edildi bu haber?
‘Hak etmiş’ algısı yaratabilecek ve bu gibi cinayetleri meşru kılabilecek bir detay nasıl o haberin içeriğinde yer alabildi?
Öldürülen Muradiye Terzi’ye soran oldu mu? Ya da sorulabilir mi?
Katil bile yakalanmamışken, katilin suçunu hafifletebilecek bir yalanla bir sonraki cinayetlere emsal mi hazırlamak istendi?
Katilin savunmasına zemin mi hazırlandı?
Katilin suçunu hafifletmek için yol mu gösterildi?
Katile nasıl ifade vermesi gerektiğinin mesajı mı gönderildi?
Kadın katillerine gerekçe mi sunuldu?
Kadınların sesini kesmek için korku mu verilmek istendi?
Bu haberle hangi zihniyete hizmet edildi?
Bu haberden kimler kaç kuruş prim alabildi?
Ama öldürülmesi yetmemişti bazılarına…
Peki, amaçları neydi?
Ya kadın cinayetlerini toplumun genel yapısını da baz alarak kurgulayıp meşru kılmak ve cezai yaptırımı hafifletmek isteyen zihniyete hizmet etmek ya da haberinin yerel ve yaygın basında geniş yer alması, manşetlere girebilmesiydi çok zayıf ihtimalle.
Peki, amacına ulaştı diyelim!
Diyelim ki öldürülen Muradiye Terzi’nin ifadesi es geçildi de katilin ifadesi, sizin de verdiğiniz akılla kısmen delil kabul edildi.
Peki, kadının özel hayatının haberleştirilmesi kişinin hatırasına hakaret suçuna girmez mi?
Bir insanın öldükten sonra geride kalan ailesine, eşine, dostuna karşıda mı hiç bir sorumluluk hissetmediniz. Geride kalan insanların onurunu, haysiyetini, şerefini de mi hiç düşünmediniz?
Bu nasıl bir ajans-habercilik yapısıdır. Bu gazetecilik midir? Bu insanlık mıdır? Bu hak mıdır, hukuk mudur?
Bu nedir biliyor musunuz?
Bu tam anlamıyla bir suçtur. Ve bu suçu işleyenler cezalandırılmadığı müddetçe tıpkı kadın cinayetleri gibi bu düzenin de bu zihniyetin de devam edeceğinin en net belgesidir.
Kadın cinayetlerini hafifletecek, meşru kılacak söz, eylem ve detay içerikleri üzerinde yürüyerek hayatını idame ettirmeye çalışan bu yapılara da zihniyetlere de yazıklar olsun…
NOT: Ailesi katilden şikayetçi olacaktır muhtemelen ancak ‘kişinin hatırasına hakaret’ suçu işleyen bu ajansa da dava açılacak mı ilerleyen günlerde takipçisi olacağız.
Bir kadının öldürülmesini umursamayıp, kamuoyu önünde failin aklanmasına neden olabilecek bir içerikle haberi servis eden zihniyet hak ettiği cezayı almadıkça biz kadınlar maalesef ölmeye devam edeceğiz…
YAZIKLAR OLSUN…
YAZIKLAR OLSUN…
YAZIKLAR OLSUN…
