TÜRK SPORU PLANSIZLIĞIN KURBANI
Türk kadınları, yaşanan tüm sorunlara ve var olan sistemsizliğe rağmen, sporda da seslerini duyurmayı başarıyorlar. Ancak bu başarılar belli bir noktadan sonra tıkanıyor. Bunun sebebi ise, ülkemizde spora ve sporcu yetiştirmeye gerektiği kadar değer ve önem verilmemesi.
Bunun sonucunda, sporcularımıza ekstra çaba sarf etmek düşüyor. Ne yazık ki, bu ekstra çaba sonucunda bazı şeyler başarılabiliyor. Haliyle, kadınlar için bu zorluk erkeklere oranla iki katına çıkıyor. Kadının yerinin evi olduğunun genel anlamda düşünüldüğü ülkemizde kadın sporcularımız adeta birer destan yazıyorlar.

ATLETİZMDE KADINLARIMIZ ÖN SIRALARDA
Atletizm, kadın sporcularımızın en başarılı oldukları spor dallarından biri. Geçtiğimiz yıllarda atletizm organizasyonlarına katılmayı bile bir başarı olarak addederken, bugün olimpiyat şampiyonu çıkarabilmenin gururunu yaşıyoruz. Ancak bu başarılar, disiplinli bir projenin ürünü olamıyor.
YOLU SÜREYYA AYHAN AÇTI
Süreyya Ayhan, atletizmde yaşadığımız gururların başlangıcındaki isim. Kendisi, Dünya Atletizm Şampiyonası tarihinde finale kalan (2001), madalya kazanan (2003) ve Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda altın madalya kazanan (2002) ilk Türk atlet olma unvanını taşıyor.

HATALARIN KURBANI OLDU
Planlı çalışma ile değil, yeteneği ve azmi sayesinde bu noktalara gelen Süreyya Ayhan, plansızlığın sonucunda aynı hızla düşüş yaşadı. 2004 yılında Atina’da düzenlenecek olimpiyatlar öncesi ülkenin madalya ümitlerinden biri de Süreyya Ayhan’dı. Ancak oyunlara az bir süre kala önce Süreyya Ayhan’ın Almanya’da yaptığı antrenmanlarda sakatlandığı ve oyunlara katılamayacağı açıklandı. Bir süre sonra Ayhan’ın oyunlar öncesi doping testi yapan yetkilileri engellediği rapor edildi.
GÖREVLİYİ ENGELLEDİ
Test sonuçlarında temiz çıkmasına rağmen, görevini yapmaya çalışan görevliyi engellediği gerekçesiyle Ayhan’a ceza verildi. Olayda suçlanan Yücel Kop yaptığı açıklamada Ayhan’ın kesinlikle doping kullanmadığını, ancak erkek Uluslararası Anti Doping Kurumu (WADA) yetkilisinin idrar testi sırasında izinleri olmadan odaya girmeye çalıştığını ve kendisinin bu durumu engellediğini açıkladı.
ÖMÜR BOYU CEZA ALDI
Bu skandalın ardından, 2008 Olimpiyatları için hazırlıklarını sürdüren Süreyya Ayhan’a yapılan doping kontrolü numunelerinde iki yasaklı madde tespit edildi. 25 Ocak 2008’de Türkiye Atletizm Federasyonu Ceza Kurulu, milli atlet Süreyya Ayhan Kop’a ömür boyu pistlerden men cezası verdi.
CEZA İNDİRİMİ İŞE YARAMADI
Fakat Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu, ömür boyu men cezası alan milli atlet Süreyya Ayhan’ın cezasını bozdu. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, cezasında indirime gitti ve cezasını 4 yıla indirdi. Bu cezaya Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) nezdinde itirazda bulunan Ayhan’a, CAS tarafından 10 Kasım 2009 tarihinde tekrar ömür boyu men cezası verildi. Böylece yetenekli bir isimin spor hayatı, yapılan yanlışlar yüzünden heba edilmiş oldu.
EN BÜYÜK BAŞARI LONDRA’DA GELDİ
Süreyya Ayhan’ın açtığı yoldan yürüyen iki kadın sporcumuz ise, Londra’da yapılan 2012 Olimpiyatları’nda deyim yerindeyse tarih yazdı. Atletizm kadınlar 1500 metre finalinde Aslı Çakır Alptekin altın, Gamze Bulut ise gümüş madalya kazandı. Aslı Çakır Alptekin’in aldığı altın madalya Türkiye’nin olimpiyat oyunlarında atletizm dalındaki ilk altın madalyası oldu.

ELVAN İKİ GÜMÜŞ ALMIŞTI
2008 yılında Pekin’de yapılan olimpiyatlarda ise Elvan Abeylegesse, 5000 ve 10000 metrede gümüş madalya kazanmıştı. Abeylegesse’nin bu başarıları, devşirme sporcu meselesini uzun süre gündemde tutmuştu.

DEVŞİRME POLİTİKASI YANLIŞ MI?
Geçmişte bu hataya düşülmesine rağmen, yine de devşirme sporculara karşı olmak yanlıştır. Bütün dünyada bu durum gerçekleşirken, Türkiye’nin bunu dışında kalması beklenemezdi. Ancak asıl meselenin sistemli bir şekilde sporcu yetiştirmekle çözülebileceğini ve bu yönde çalışmalar yapılması gerektiğini de akıllardan çıkarmamak gerek.
KADINLAR DAHA BAŞARILI
Takım sporlarına baktığımızda, genelde erkeklerin ağırlıklı olarak gündemde tutulduğu bu spor dallarında kadınların erkeklere oranla daha başarılı olduğu görülüyor. Voleybol, basketbol ve son olarak futbolda elde edilen başarılar bunun somut göstergeleri.
TAKIM SPORLARINDA DA KADINLAR ÖNDE
2003 yılında Avrupa Şampiyonası’nı ikinci sırada bitiren Türkiye Kadın Milli Voleybol Takımı, son 10 yılda başarı üstüne başarı kazanmaya devam ediyor. Kadın Milli Basketbol Takımı da aynı şekilde, özellikle son 10 yılda Avrupa ve Dünya çapında önemli başarılara imza attı. Son olarak, bu iki branşın milli takımlarını 2012 Londra Olimpiyatları’nda izledik.
KONAK BELEDİYE DESTAN YAZDI
Futbolda ise, bu sezon adeta Konak Belediyespor fırtınası esti. İzmir ekibi, Türkiye’nin bugüne kadar hiç ilgisinin olmadığı kadınlar futbolunun Şampiyonlar Ligi’nde 2.tura çıkma başarısını gösterdi.
EN BÜYÜK BAŞARI
Konak Belediyespor, çeyrek finalde Avusturya’nın Neulengbach takımına elenmesine rağmen, kadınlar futbolunda Türkiye’nin en büyük başarısını elde etmiş oldu.
“HEDEF AVRUPA ŞAMPİYONLUĞU”
Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan, İzmir’in kızlarını tebrik ederek, “Konaklı kızlarımız yıllar sonra futbolda İzmir’e Avrupa Kupası heyecanı yaşattılar. Kadın futbolunda ne kadar başarılı olduğumuzu gösterdiler. Avrupa’da Türk kadınının sesini duyurdular. Her birini tek tek kutluyorum ve onlarla gurur duyuyorum. Bu yıl çeyrek finali kaçırdık ancak önümüzdeki yıla daha iyi hazırlanıp Avrupa Şampiyonluğu için mücadele edeceğiz” dedi.
“DESTEĞİMİZ SÜRECEK”
Maddi ve manevi desteklerinin süreceğini de belirten Tartan, “Kızlarımız, Avrupa’nın en köklü kulüplerinden birine karşı çok iyi bir mücadele sergiledi. Biz kızlarımızın iyi günde de kötü günde de her zaman yanlarındayız” ifadelerini kullandı.
BAŞARILAR KALICI DEĞİL
Görüldüğü gibi sporda yakalanan tüm başarılar ne yazık ki, sistemli ve disiplinli çalışmaların ürünü değil. Sporcularımız ve takımlarımız, genelde şehirlerinin veya hükümetin desteğiyle ayakta kalabiliyorlar. Destekler yetersiz kalınca ve planlı bir yapılaşma kurulamayınca da, elde edilen başarılar geçici oluyor.
EKOL OLUŞTURAMIYORUZ
Başarıların anlık ve geçici olması ise, bizi dünyanın önde gelen spor ülkelerinden ayırıyor. Biz, plansızlık yüzünden belli bir ekol oluşturamazken, ABD, Çin, İngiltere, Almanya gibi ülkeler her katıldıkları spor organizasyonlarında kadın ve erkekleriyle daima ön sıralarda yer alıyorlar.
PLAN VE SİSTEM ŞART
Bu durumu değiştirebilmemiz ve belli bir ekol oluşturabilmemiz için, planlı bir spor politikası oluşturmamız ve sporcularımızı disiplinli bir şekilde yetiştirmemiz gerekiyor. Değişen günlük politikalarla, sürekli başarıları yakalamamız ise şimdilik oldukça zor görünüyor.