Devletin kaynaklarıyla millet için, kamu yararına çalışan gazeteciye ayar vermek isteyenden geçilmiyor memleket.
Hayırdır kardeşim, siz gayrimeşru işleri onaylamadığınızda maaşınız mı kesiliyor?
23 Eylül 2024’te yazmıştım: “Çok Zordur Gazeteci Olmak!”
Gazeteciliğin ne kadar zor ve bir o kadar da yürek isteyen ağır bir sorumluluk olduğunu da belirtmiştim. Bunu daha anlaşılır kılmak için “Cumhurbaşkanı arasında tek fark var!” demiştim:
“Cumhurbaşkanının görevi milletin derdini çözmektir. Gazetecilerin görevi ise çözülmeyen dertleri hatırlatmak ve çözülene kadar takipçisi olmaktır.
Cumhurbaşkanı maaşını devlet bütçesinden alır; biz ise yine aynı devletin özgürce haber yapabilelim diye kamu kurumlarına (bakanlık, belediye, STK vs.) koyduğu bütçelerden ve işini pazarlamak isteyen iş insanlarından.”
“O sebeple kimse bize devletin kendilerine ödediği maaş gibi, bizim için gönderilen bütçe üzerinden ayar vermeye kalkmasın!” diye de eklemiştim.
Tüm basın organları gibi belediyelerin ilgili birimleriyle sözlü olarak yaptığımız anlaşmalar neticesinde samsunanaliz.com olarak iki belediye ile mutabık kaldık ve çalışmaya başladık. Zaten Samsun gibi şehirlerde doğruları yazan bizim gibi gazetecilere bırakın kamuda özel de bile ilan vereni zor bulursunuz. Çünkü, güçlü güçlüyü tanır ve sizi aradan çıkarırlar bir şekilde.
Neyse. Mutabık kalabildiğiniz bu iki belediyeden biri de Samsun Büyükşehir Belediyesi idi.
Anlaşmalar sözlü olsa da ödemeler resmi yolla, devletin kurumu olan Basın İlan Kurumu üzerinden yapılıyor.
Büyükşehirle Temmuz ayında başlayan çalışmamızın devam etmeyeceğini, Kasım ayı ödememizin yapılmaması sonucu, Aralık ayında Basın İlan Kurumu’ndan öğrendik.
Kasım ayı çalışması yapılmış, anlaşma gereği ilanlar girilmiş ve kendilerine de mail atılmış olmasına rağmen.
Anlamıştım nedenini, ama yine de “bir yanlış anlama olmuş” saçmalığına prim vermemek için bilgi edinme yasasına dayanarak SBB Başkanı Halit Doğan’ın hem özel kalemine hem bizzat cebine yazdık ve sorduk:
“Beş ay boyunca düzenli yürütülen çalışmanın neden kesildiğine dair yazılı bir cevap bekliyoruz. Ayrıca bu kesintinin, Basın Şube Müdürünüzün 28 Kasım 2024’te saat 16:15’te Genel Yayın Yönetmenimiz Canan Yılmaz’ı arayarak, ‘Bizimle ilgili yaptığınız olumsuz haberler beni zor durumda bırakıyor. Olumludan fazla olumsuz haberimiz var. Biz sizinle çalışıyoruz ya. Sorunumuz ne? Ne yapmaya çalışıyorsunuz onu anlayamadım abla. Bu şekilde mi devam edeceksiniz?’ şeklinde yaptığı görüşme ile bir ilgisi olup olmadığını öğrenmek istiyoruz.
Ayrıca devletin özgür basın için (bizim için) gönderdiği bütçenin ne için kullanıldığını da öğrenmek isteriz.”
Telefon görüşmesinde verdiğim cevap netti:
“Nasıl yani, anlamadım. Haberlerde ne gibi bir sıkıntı var? Yalan, iftira, yanlış bir bilgi mi var? Ne söylemek istediğini anlamadım. Mesleğimizin gereğini yapmayalım mı? İlan anlaşmasını, haber yapmayalım diye mi onayladınız?”
Aradan bir ay geçti, ‘cevap’ yok!
Şimdi ortada bir yanlış anlama olduğu kesin.
Benim mesleğini aşkla ve millet için yapan bir gazeteci olduğumu, inanmadığım hiçbir yola baş koymayacağımı, hiçbir yazıya imza atmayacağımı tanıyan herkes çok iyi bilir.
Bu yazıyı da bu yanlış kayıtlara geçsin diye yazıyorum, yoksa belediyelere gebe bir gazeteci olmadım hiç. Zaten bu yolu tercih edenin gazeteci olması da mümkün değil.
Peki, bu arkadaşları kim ya da kimler şaşırtmıştı da bizimle böyle bir diyaloğa girmişlerdi?
Onu da ben söyleyeyim:
Bu arkadaşlar iktidardan aldıkları güçle herkesi sindirebileceklerine, susturabileceklerine ve satın alabileceklerine inandırmışlar kendilerini.
Bir de küçük bir hesap yapmışlar:
“Canan’ın 4 çalışanı var.
Eeee…
Bunların maaşı, sigortası, stopajı, vergisi, muhasebesi, kirası… vs. İlanı keselim de sıkışsın. Bize muhtaç kalıp sussun!”
Haksız da değiller hesapta. Onlar da biliyor bu dönemde gazetecinin nasıl ayakta kalmakta zorlandığını. İşlerini yapabilmek için ne mücadele vermek zorunda bırakıldığını.
Ancak bilmedikleri şu ki; bu hesapları kendilerinden önce çok yapan oldu. Yer yer ara vermek zorunda da bırakıldım evet. Ama hiçbir zaman geri durmadım millet için yazmaktan. Ve her seferinde daha güçlü kalktım düşürüldüğüm yerden.
Bu sebeple size kızmam mümkün değil. Bizzat gücümüze güç katarsınız.
Memlekette yürekli insanların kökünü kazıyamadınız henüz. Yani sizden önce de vardı bu yürekli gazeteciler; bugün de var. Vatan için millet için hesapsız kitapsız mücadele edenler zor şartlarda da olsa yaşıyor yani.
KORKMA! Korkakların yazdığı bir tarih yok dünyada!
Son mesajımı da vermişken, sahi siz basınla ilan ve reklam çalışmasını ‘sussunlar’ diye mi yapıyorsunuz?
Bizde öyle bir ilan ya da reklam kategorisi yok, kusura bakmayın beyler.
Susmadık diye kestirdiği ilan bedeli için ‘adalet’ yollarında hakkımızı arardık ancak malumunuz, haklının mücadelesi her şeyi ispatlasa da yıllar sürüyor bu dönemde. Masrafı da cabası. Bunu en iyi hukuk mezunu SBB Başkanı Halit Doğan bilir. Bizim yapacak çok daha mühim işlerimiz var.
O sebeple ödemesini yapmadığınız Kasım ayı ödememiz de kestirdiğiniz ilanlarımız da Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan’a 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü Hediyemiz Olsun.
Bilmem anlatabildim mi?
NOT: Gazeteci yaşasın, gazetecilik yaşasın isteyen duyarlı vatandaşlarımızdan ricamızdır! Bizi okumanız, okutmanız, sosyal medya hesaplarımızdan takibe almanız gücümüze güç katacaktır.
FACEBOOK HESABIMIZ İÇİN TIKLAYIN 👈